Al AK Parti’yi vur, cuntaya!
Anayasa Mahkemesi’nin “367 Kararı” için eski TBMM Başkanı Hüsamettin Cindoruk NTV’de Mirgün Cabas’a aynen şöyle dedi:
-Hukuk açısından kabul edilemez ama siyasi olarak doğru olduğunu düşünüyorum!
Hukuksuz demokrasi!
Bu bir Türkiye klasiği.
Gücü gücü yetene…
***
Siyasi tarihimiz bu modelin sayısız örnekleriyle dolu. Hatırla Sevgili adlı televizyon dizisinde 1960’lar zemin olarak kullanılıyor. Demokrat Parti’nin 27 Mayıs 1960 ihtilaliyle devrilişi sonrasında Adnan Menderes ve arkadaşlarının yaşadığı mağduriyetler sergileniyor.
Ekran başındaki vicdanlı kişilerin yürekleri buruluyor:
-Ya bu kadar da yapılır mı? Bu insanlar ülkeyi yönetmiş başbakan, bakanlar, milletvekilleri…
Hıfzı Topuz’un şiirsel bir üslupla kaleme aldığı anıları, “Elveda Afrika, Hoşça Kal Paris” kitabında 1954 yılına ilişkin şu satırları okuyalım:
“Demokrat Parti, bir kanun çıkartarak CHP’nin mallarına el koymuştu. Başbakan Adnan Menderes Meclis’te kürsüye çıkıp CHP’li milletvekillerine dönerek şöyle diyordu:
-Bu size vurduğumuz birinci yumruktur! İkincisi de hazırlanıyor…”
***
Şimdi yine halk desteğinin arkasında olduğuna inanan AK Parti, sayıların büyüsüyle çılgın bir koşu tutturmuş gidiyor:
-Ben en büyük partiyim, istediğimi yaparım!
Türkiye’nin sistemini değiştirecek bir yapılanma projesini oturup kendi aralarında konuştuktan sonra (tıpkı öbürleri gibi) geceyarısı açıklıyorlar.
Kendilerinden başka kimseyi gözleri görmüyor. Erken seçim kararı alıyorlar… Tarihini bile belirliyorlar.
Arkasından Cumhurbaşkanı seçimini TBMM’den alıp, sandığa sokuyorlar, bunun için referandum planı yapıyorlar…
Ama bütün bu radikal değişiklikler için AK Parti kurmayları dışında kimseye bilgi vermiyorlar, görüş almıyorlar.
Demokrasi kültürleri yok.
Bilmiyorlar, ama bu çok önemli değil.
Bilmediklerini de bilmiyorlar, her şey tepetaklak gidiyor. Kendileriyle birlikte demokrasiyi de rayından çıkartıyorlar.
Felsefeleri “Hızlı Tren” örneğindeki gibi…
Güç bende, kimse karışamaz, basıp geçeriz!..
Biliyorsunuz o tren Pamukova’da devrildi.
Bu halleriyle, tam karşılarında yer alan yapılanmalara denk düşüyorlar:
-Al AK Parti’yi, vur cuntaya!