Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik, MEB Yatırım ve Tesisler Daire Başkanlığı’nca Başöğretmen Salonu’nda düzenlenen “Eğitim Binalarının Depreme Karşı Güçlendirilmesi Çalışmaları” konulu toplantıya katıldı.
Bakan Çelik, toplantıda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin depremin yakıcılığını geç fark ettiğini belirterek, 17 Ağustos depreminin ve yaşanan acıların bu konuya olan duyarlılığı artırdığını kaydetti.
“Tabiatla oyun oynamaya gelmiyor. Siz onu önemsemediğiniz zaman o da üzerine düşeni yapıyor. Binlerce insanımızı depremlerde kaybettik” diyen Bakan Çelik, depremin zararlarını azaltmada teknik önlemlerin yanı sıra insan unsurunun da önemli olduğunu anlattı.
Bakan Hüseyin Çelik, şöyle konuştu: “Mimar Sinan’ın yaptığı köprü 500 yıldır duruyor, taş oynamamış. Ama bir bakıyorsunuz Köy Hizmetleri köprü yaptırmış, ilkbaharda sular yükselince köprünün yerinde yeller esiyor. O günkü teknoloji, malzemeyi düşünün o teknolojiyle bugünlere kadar gelmiş bu eserler. Çünkü onların harcında dürüstlük var.”
Bakan Çelik, “bütün kamu binalarının depreme karşı dayanıksız olduğunu söyleminin yanlış olacağını” belirterek, Kamu İhale Yasası’ndan kaynaklanan sorunlar yaşandığını, ancak bunun açılması için gerekli çalışmaların sürdüğünü anlattı. Bakan Çelik, 2006 yılında kamuda gerçekleşen ihale sayısının 160 binin üzerinde olduğunu bunun 37 binin Milli Eğitim Bakanlığı’na ait olduğunu da kaydetti.
Bakan Çelik, “Bizim depreme sözümüz geçmeyeceğine göre tedbirimizi almamız lazım. Tedbir almadığınız zaman ah vah etmek sorunu çözmez” dedi.
Ülke genelinde toplam 400 bin derslik bulunduğunu, bunların 110 binin 2003-2007 yılları arasında yapıldığını belirten Bakan Çelik, bu dönemde yapılanların depreme dayanıklı olarak inşa edildiğini dile getirdi. Çelik, 2002 yılından bu yana eğitim binalarının depreme karşı güçlendirilmesi çalışmaları kapsamında yaklaşık 275 milyon YTL harcandığını da sözlerine ekledi.
MEB Yatırımlar ve Tesisler Daire Başkanı Prof. Dr. Abdussamet Arslan, eğitim binalarının depreme karşı güçlendirilmesine yönelik çalışmalar hakkında bilgi verdi.
Türkiye’nin toplam alanının yüzde 96’sının sismik açıdan “riskli” olarak kabul edildiğini ve 4 derece deprem bölgesinde yer aldığını belirten Başkan Arslan, bu bölgelerde toplam nüfusun yüzde 98’inin yaşadığını dolayısıyla okulların da bu bölgelerde yapılanmış olduğunu söyledi.
Arslan, depremlerden eğitim yapılarının da etkilendiğini belirterek, bu güne kadar olan depremlerde eğitim yapılarının diğer binalara göre daha iyi konumda olduğunun söylenebileceğine ifade etti.
Türkiye’de yaklaşık 200 milyon metrekare okul binasının bulunduğunu, 80 bin binada eğitim ve öğretimin sürdürüldüğünü, bu binaların üçte ikisinin birinci ve ikinci deprem bölgesinde yer aldığını bildiren Başkan Arslan, “Bunların hepsinin sismik güvenlik testinden geçirilmesi hedeflenmektedir” dedi.
Bakanlıkça tüm eğitim binalarının depreme karşı güçlendirilmesi gibi “dev bir projeyi” üstlendiklerini söyleyen Arslan, bir yandan güçlendirme çalışmalarının devam ettiğini bir yandan ise okulların deprem güvenliğine göre inşa edildiğini kaydetti.
Arslan, şöyle konuştu: “Ülke genelin 8 ayrı bölgeye ayrılarak öncelik 1. ve 2. deprem bölgesindeki okullar olmak üzere pansiyonlu orta öğretim okulları, ortaöğretim pansiyon binaları ve ortaöğretim okulları olmak üzere 2 milyon 100 metre kare kapalı alana sahip 426 okulda deprem tahkiki yapılması, buna göre güçlendirme uygulama projesinin yapılması işine başlanmıştır. 2002 yılından bu yana Türkiye genelinde eğitim binalarının depreme karşı güçlendirme çalışmaları için 275 milyon YTL’den fazla ödenek tahsis edilmiştir. 12 bin metrekare eğitim binasının güçlendirilmesi için ortalama 15 milyar YTL ödeneğe ihtiyaç duyulmaktadır.”